Lise bittikten sonra Ankara’ya gitmesinin ardından Mülkiye’ye başladı. Bu sırada gazetecilliğe de adım attı. Yeni Gün’de spor muhabirliğine başlayan Kışlalı bir Fenerbahçeli. Kısa zaman sonra da derginin yazı işlerini üstlendi. Tez konusunu 'Modern Türkiye'de Siyasi Güçler...' olmak üzere Fransız bursuyla doktorasını yaptı.
Eski Nicole ve yeni Nilgün ile de bu sırada tanıştı. Nilgün Kışlalı, sıcakkanlılığı ve her türlü kişilik özelliğiyle insanları büyüleyen ve birlikte geçirdikleri trafik kazasında yaşamını yitiren eşi, kızlarının annesidir.
Hacettepe Üniversitesi’nde Siyaset Sosyolojisi’nde öğretim üyeliğine başladı. Askerlikten sonra bu işinde devam etmek istedi fakat öğrencilere aşıladığı yararlı düşüncelerden dolayı olmasını istemeyenler yüzünden kabul edilmedi.
Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne geçti. 1971-77 arasında Yankı dergisinde yazdı. 77’de CHP İzmir milletvekili seçildi. 78 başında CHP’nin seçileceği belli olunca Bülent Ecevit, Altan Öymen aracılığıyla Kültür Bakanı olacağını bildirdi. Verimli bir bakanlıktı fakat sonra 12 Eylül geldi.
Ankara İletişim Fakültesi öğretim üyesi oldu. Yine öğrencileriyle çok iyi ilişkiler geliştirdi. Eşinin ölümünün ertesi günü dahi sarılı bir kolla okula gitti.
91 sonunda Cumhuriyet Gazetesi’nde “Haftaya Bakış”la yazarlığa başladı. ADD ve ÇYDD için yağılan birçok etkilniğe konuşmacı olarak katıldı. Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkan Yardımcılığı yaptı.
Nisan 97’de ikinci eşi Nilüfer Kışlalı ile evlendi.
21 Ekim 1999...
Saat 09.28. Cumhuriyet gazetesine 'Kınıyorum' başlıklı yazısını faksladı.
Saat 09.35.
Eşi Nilüfer Kışlalı ve minik bebeğini kente indirecek, sonra derse girecek. 'Nilüfer' dedi, 'Ben arabayı ısıtayım. İki-üç dakika sonra gelirsiniz.' Evden çıktı.
Saat 09.40!
Nilüfer Kışlalı, 'Çok neşeli bir sabahındaydı' dedi...
Böyle bir aydının var olması bazılarının işine gelmedi.
Birçokları gibi...
Göksu Işık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder